Ana Sayfa    » FELSEFE    » 20-21. Yüzyılda Felsefe    » Aydınlanma Bağlamında Yaranan Romantizm Felsefesi   

Aydınlanma Bağlamında Yaranan Romantizm Felsefesi

  

20. yüzyılın başlarında Azerbaycan romantizm felsefesi de teşekkül ve gelişim aşamasından geçmiştir. Bu felsefe Azerbaycan aydınlanması dönemi ve ortamından doğan özgünlüğün yanı sıra Batı romantizm felsefesiyle tipolojik benzerliklere sahip idi. Garp, Şark, ayrıca Azerbaycan romantizmine özgün özellikler aydınlanma felsefesine inancın kaybolması, geleneksel mistik panteist felsefeye geri dönüş ve bu bakış açısıyla dine ve cemiyete nazar, dünyaya, insana ve vatana karşı çelişkili tutum, milli dile, milli manevi ve kültürel değerlere, etnikliyi onaylayan, onun yaşamasını belirleyen amillere münasebet, mutlu, ütopik topluma inanç vs. üniversal sosyokültürel fenomen olarak romantizmin keyfiyet kriterleri idi. Azerbaycan’da aydınlanma kontekstinde meydana gelen romantizm felsefesi önce dünyevi aydınlanmaya, onun ışıklı ideallerinin gerçekleşmesine, sonra ise sosyalizmin “mutlu toplumuna” inancı kaybederek mistik maarife, gnostik marifete yüz tutar, mistik aşk felsefesine, İblis’in insanda daimiliyi (Hüseyn Cavid) ve “her şeyin renk olması” (Semed Mensur) kanaatine varmıştır.
Romantizm felsefesine özgün özellikler Azerbaycan’da söz konusu akımı temsil eden felsefi şiirin temsilcileri Mehemmed Hadi’nin (1879–1920) ütopik eşitlik toplumundan bahseden “Alemi-Müsavattan Mektuplar”, “İnsanların Tarihi Faciaları yahut Elvahi-İntibah” vs. eserlerinde, Abbas Sehhet’in, H.Cavid’in, Abdulla Şaik’in felsefi-edebi mirasında yerini almıştır.



Oxunub: 27572