Ana Sayfa
» FELSEFE
» 7-10. yüzyılda felsefe
» “Saflık Kardeşleri”nin felsefesi
“Saflık Kardeşleri”nin felsefesiOrta Çağda din ile bidat arasında yaşanan açık çatışmalar çoğu zaman ağır facialarla sonuçlanmıştır. 10. yüzyılın sonlarında oluşmuş «Saflık Kardeşleri» cemiyeti gizli faaliyet göstermiştir. Onun merkezi Basra’da (Irak) iken, taraftarları bütün İslam memleketlerinde, aynı zamanda Azerbaycan’da da vardır. Hilafete karşı çıkan Şiilerin, özellikle Bâtınilik kolunda yer alan İsmaililiyin ve Mutezilenin «Saflık Kardeşleri»nin şekillenmesinde büyük etkisi vardır. «Saflık Kardeşleri» aynı zamanda muhalefetçi skolâstikler gibi kendilerini “adalet ehli ve şükran evlatları” adlandırmışlardır. «Saflık Kardeşleri» toplumun değişik tabakalarını temsil etmiştir. Dört ciltlik «Saflık Kardeşleri ve Vefa Munisleri» ansiklopedisindeki elli iki risaleden on dördü matematik, on yedisi tabiat, onu metafizik ve on biri ilahiyat konularına hasredilmiştir. Matematik risalelerinde matematiksel fenlerin idraki önemi yüksek değerlendirilmiştir. Sayılara dair risalede sayıların nefislerdeki suretleri mevcudatın maddedeki suretlerine uygundur. Geometri risalesinden amaç hissi şeylerden akli şeylere şeylere, cismani şeylere, cismani şeylerden ruhi şeylere, somuttan soyuta geçerek nefis düzgün yöneltilmiştir. Diğer risalelerde insan nefsinin bilgilerle zenginleştirilmesi, idraki güce sahiplenmesi, nihayet, kâmilleşmesi, saflaşması gayesi amaç edinmiştir. «Saflık Kardeşleri»nın varlık öğretisinde Pisagor’un ve devamcılarının düşünceleri önemli yere sahip olmuştur. Metafizik risalelerinin birinde Pisagor sayı ilminden bahseden bir âlim olarak takdim edilmektedir. «Saflık Kardeşleri»ne göre filozoflar, alimler ve hikmet sahipleri mevcudatın şeylerin başlangıçlarına dair varlığın esaslarından bahsetmişler. Her bir grubun düşündüğü şey diğerlerinin düşündükleri şeylerden farklıdır. Şöyle ki düalistler ikiliyi, Nasranîler üçlüyü, Natüralistler dörtlüyü, Hurremiler beşliyi, diğerleri altılığı, başkaları da yediliyi, sekizliyi, dokuzluğu düşünmüşlerdir. Her bir taife aklına getirdiğini söylerken ifrata varmış, ona tapmış, onun dışında hiçbir şeyi görmemiştir. «Saflık Kardeşleri»na göre akıl ikiye, nefis üçe, ilk madde dörde, tabiat beşe, cisim altıya, gökler yediye, unsurlar sekize ve karışımda dokuza denk gelmektedir. Dokuz teklikler mertebesinin sonuncusu olduğu gibi karışımlar da mineral, bitki ve hayvandan ibaret umumi mevcudat mertebesinde sonuncudur. Şark peripatetizm ekolü mensuplarının çalışmalarında olduğu gibi, «Saflık Kardeşleri»nin risalelerinde de «madde» ve «biçim»i karşılıklı ilişkilerde görmektedirler. «Saflık Kardeşleri»nin risalelerinde hareketin türlerine ilişkin mülahazalar de ilginçtir. Onlara göre hareket altı türlüdür: Oluşma, mahvolma, artma, azalma, değişme ve yer değişme. Oluşma şeyin yokluktan varlığa veya potansiyellikten aktüelliğe geçişidir. Mahvolma bunun tersidir. Değişme renkler, tatlar, kokular ve diğer keyfiyetlerin yerini başka keyfiyetlere terk etmesidir. Yer değişme sayesinde cismin bir yerden başka yere geçer. «Saflık Kardeşleri»ne göre insanın bilgi elde etmesi için bunların dışında hiçbir yol bulunmamaktadır. «Saflık Kardeşleri» âlemi «büyük insan», insanı da «küçük alem» olarak görmüşlerdir. Sorunlara yaklaşımları, yaydıkları ilmi ve felsefi düşüncelerine göre «Saflık Kardeşleri»nin risaleleri uzun müddet yasaklanmıştır. Fakat buna rağmen onların düşünceleri Yakın ve Orta Şark ülkelerinde geniş şekilde yayılmış, Endülüs’ten Batıya dahil olmuştur.
|