Ana Sayfa    » SON 10 YIL    » Dış politka   

Dış politka

  

Dış politika başarıları  
align=

Coğrafi açıdan Batı ile Doğu arakesiminde zengin petrol-gaz kaynalarına sahip, dünyanın ileri gelen devletlerinin ilgilerinin kesiştiği bölgede bulunan Azerbaycan için dış politikanın doğru seçilmesi, ülke bağımsızlığının saklanmasında ve sağlamlaştırılmasında önemli nedenlerden biri olarak kalır. Azerbaycan yeteri kadar mürekkep ve aynı zamanda stratejik açıdan önemli bölgede bulunduğu için dış politika kursunu belirlerken bir tarafdan kendi ulusal çıkarlarını saklamak ve bölgenin ileri gelen devleti statüsünü korumak, diğer tarafdan bölgede çıkarları bulunan tüm devletlerle, keza komşularla eşit haklara sahip tarafgirlik ilişkilerini korumak kriterlerinden hareket edir. Azerbaycan`ın başarıyla devam eden dış politikasının temel yönleri gibi aşağıda ibraz edilenleri söyleye bilir:
-Piyasa ekonomisi ve yasa egemenliğine dayanan plüralist demokrasini geliştirmek,
-Azerbaycan`ın arazi bütünlüğünü ve bağımsızlığını yakın bir zamanda geri alınması, güvenliğinin, siyasal bağımsızlığının temin olunması, egemenliğine ve arazi bütünlüğüne karşı doğrulmuş tehlikleri önlemek.  
- Ermenistan`ın Azerbaycan`a karşı askeri saldırısının sonuçlarının giderilmesi;
- Komşu ölkelerle sıkı komşuluk ve karşılıklı önem arzeden ilişkilerin geliştirilmesi;
- bölgede güvenlik ve istikraraın sağlamlaştırılması, 
-NATO, Avrupa Birliği, Batı Avrupa İttifakı ve Avrupa Konseyide dahil Avrupa ve Transatlantik güvenlik ve işbirliği  yapılarına integrasyon;
-Azerbaycan`ın Batı ve Doğu`nun kesim noktasında bulunmakla önemli stratejik-coğrafi açıdan yararlanıp  ülke ekonomisinin çeşitli alanlarının gelişimini hızlandırmak  ;
Geçen 10 yıl içinde Azerbaycan devleti bu amaçları başarma yönünde önemli başarılara imza atmış. Yapılan analizler gereğince bu başarılar bir kaç önemli faktörlere dayanıyor. Bura Azerbaycan`da  iç politik istikrarıntemin olunması ve uzun süreli özellik alması, ekonomide edinmiş başarılar ve bunun etkisi ile devletin ekonomik kudretinin yükselmesi, böylece yabancı bağlılığın yok olması, ülkenini dış politika kursunu belirleyen kişinin – devlet başkanının ulusal çıkar ve ilgilerinin korunmasını temel şart olarak belirlemesi ve  sonda dış politikada uzmanca yaklaşımın sağlamlaştırılması aittir. Doğru dış politika yapılması sonucunda hem Azerbaycan`ın bölgede ileri gelen devlet olma gerçek oldu, hem de bölge Avrupa ve Asya kıtaları için önem arzeden ulaştırma altyapısının, yeni enerji projelerinin temeli atıldı. 

                                                                                
Başarılı bölge politikası: Bakü-Tiflis-Kars demir yolu projesi 
align=
Geçen 10 yıl içinde Azerbaycan`ın dış politikasının en önemli başarılarından biri gibi Bakü-Tiflis-Kars demir yolu projesinin gerçekleşmesini belirtebiliriz. Azerbaycan`ın seçtiği stratejik kursa uygun olarak ortaya çıkan işbu proje hakkında görüşmelere 26-29 temmuz 1993 tarihinde Türkiye ve Gürcistan arasında Karma Ulaştırma Komisyonu`nun Ankara kentinde yapılan toplantısında bir mutabakat sağlanmıştır. Daha sonra işbu proje görüşmeleri durdurulmuştur. 20-21 temmuz 2002 tarihinde Türkiye-Gürcistan Ulaştırma Bakanları`nın Türkiye`nin İstanbul kentinde yapılan toplantısında Kars-Ahalkalaki demir yolu projesinin gerçekleştirilmesi yönünde  hiç bir başarı kazanılmamıştır.
Ve son olarak Azerbaycan bu stratejik önem arzeden projenin gerçekleşmesi için diplomatik garetini yükseltdi ve onu bölge politikasının temel önceliği yaptı. 14 haziran 2004 yılında Tiflis`de Gürcstan cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile beraber yaptığı basın toplantısında cumhurbaşkanı İlham Aliyev Gürcistan`dan Türkiye`ye demir yolu projesinin gerçekleşmesinin önemini ve desteklediğini, Azerbaycan`ın işbu projeye katılmağa hazır olduğunu belirtmiştir. 02-05 ağustos 2004 yılında  Ankara`da yapılan Azerbaycan-Türkiye ulaştırma ilişkilerinin geliştirilmesi ve  Bakü-Tiflis-Kars yeni demir yolu projesi üzere konuşmalara atnmış görüşte taraflar ilk olarak mühendis-arama çalışmalarının yapılması ve uyum projesinin düzenlesine ilişkin mutabakata varmışlar. 28 aralık 2004 yılında proje ile ilgili bir sonrakı toplantı yapılmış ve Ortak Çalışma Grubu oluşturulmuştur. Nihayet 25 mayıs 2005 yılında Bakü şehrinde Azerbaycan Cumhuriyeti, Gürcistan ve Türkiye Cumhuriyeti cumhubaşkanlarının Bakü-Tiflis-Kars yeni demir yolu kavşağı projesinin gerçekleştirilmesinin hakkında ortak beyanname imzalanmıştır.  
Azerbaycan\'ın önde gelen ülke olarak yer aldığı bu projenin önemi sadece ekonomi ile ilgili olmadığından  ve daha çok jeopolitik  karakter taşımasından rahatsız olanlar da boş durmuyordu. Ermenistan ve Batı ülkelerindeki Ermeni lobisi bu projenin Ermenistan\'ı bölgede daha da izole edilmiş  duruma düşüreceği  konusunda gürültü  kaldırarak  onun gerçekleşmesini  engel olmağa yönelen çabalar gösteriyordu. İşte Ermeni lobisinin çabaları sonucunda ABD Kongresi ABD Exİm bankasının Bakü-Tiflis-Kars demir  yolunun inşasına kredi  ayırmasına yasak koydu. Fakat Azerbaycan yeterince cesur  siyasi  yürüyüş  yaparak Gürcistan\'a bu projenin finansmanı için düşük faizli kredi ayırdı.  Böylece projeğe engel olmağa yönelen girişimler  fiaskoya  uğradı.  7 Şubat 2007 yılı , Tiflis kentinde Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev\'in, Gürcistan\'ın  Cumhurbaşkanı Mikheil Saakaşvili\'nin ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın  katılımıyla yapılan görüşmede  projenin  gerçekleştirilmesine dair anlaşmalar imzalandı. Avrupa-Kafkasya-Asya (TRACECA)  ulaşım koridorunun önemini  artıran  bağlantı gibi bu projenin hayata geçirilmesi Azerbaycan\'ın bölgedeki konumunu daha da güçlendirecek,  onun önemli transit  ülkesi statüsünü güçlendirecek
 

Azerbaycan - Avrupa tarafgirliği
align=
Geçen 10 yılda Azerbaycan\'ın Avrupa Birliği (AB) ile işbirliği ülkenin güvenlik ihtiyaçları dışına çıkarak ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda da genişledi. Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde 2006 yılında AB-Azerbaycan Faaliyet Planı kabul edildi, bu plan Azerbaycan ve AB arasında siyasi diyaloğu güçlendiriyor, siyasi, ekonomik ve kurumsal reformlar alanlarında işbirliğini geliştiriyor, işbirliğinin kalite açısından yeni seviyeye kaldırılması için esaslar yaratıyor. AB Azerbaycan Faaliyet Planı\'nın uygulanması AB ile Azerbaycan arasında karşılıklı siyasi ve ekonomik bağımlılığın daha da güçlenmesine hizmet edecektir. Sonradan Azerbaycan AB Doğu Ortaklığı inisiyatifine katılan öncü ülkelerden biri oldu. Azerbaycan\'ın Avrupa\'nın enerji güvenliğinin sağlanması açısından stratejik önemi, onun bölgenin önde gelen devleti olması AB ile ortaklığın özel ağırlığını daha da arttırdı. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hatları ve Güney Kafkasya gaz boru hattı gibi bölgesel altyapı projelerinin başarıyla gerçekleştirilmesi Azerbaycan\'ın Avrupa için önemini daha da arttırdı, Avrupa ve küresel enerji güvenliğine katkıda bulunmuş ve Avrupa için yeni, hayati önemli enerji kaynaklarının temelini atmıştır. Sadece enerji üreticisi ve ihracatçısı gibi değil, aynı zamanda, önemli transit ülkesi olarak Azerbaycan\'ın bölgenin merkezi oyuncusu ve uluslararası arenada önemli aktör olarak imkanları gittikçe artıyor.
Azerbaycan\'ın sadece Avrupa değil, aynı zamanda dünyanın önde gelen devleti olan ABD ile 2000\'li yılların başlarında, 11 Eylül terör saldırılarından sonra genişleyen stratejik ortaklık ilişkilerinde de önemli sonuçlar elde edildi. Öyle ki, Azerbaycan ABD\'nin teröre karşı küresel mücadelede en önemli tarafgirlerinden biri olarak kaldı. Afganistan ve Irak\'ta uluslararası barış operasyonlarına destek verdi. Azerbaycan`ın barış güçleri Irak\'ta 2008 yılında ABD Askeri Deniz Kuvvetleri ile birlikte kendi beş yıllık askerlik hizmetini başarıyla tamamlamıştır. ABD Azerbaycan\'a Amerika\'nın çıkarlarını ve dış politikasını belli edecek üç bölgenin - Ortadoğu, Avrupa ve Asya bölgelerinin kesiştiği yerde bulunan stratejik bir ortak olarak bakıyor.

Güneyi Qafqaz regionu ve Azerbaycan
2008 yılının Ağustos ayında Güney Kafkasya bölgesinde oluşan son derece kritik durum ise (5 günlük Ağustos savaşı) muhakkak ki, Azerbaycan\'ın dış politikası için yeterince ciddi bir sınav idi. Ancak o zamana kadar dış politikada Azerbaycan\'ın ulusal çıkarları üzerine kurulmuş dengeli yaklaşım stratejisinin kendisini doğrultması sayesinde bu denemeden  başarıyla çıkmak  mümkün oldu. O sırada Rusya ile Gürcistan arasında askeri çatışma ansızın  alevlenende Azerbaycan kritik  seçim karşısında  kalmıştı. Öyle ki, Azerbaycan için hem Rusya gibi büyük devletle stratejik ortaklık ilişkilerini saklamak, hem de kendi stratejik  müttefiki  Gürcistan\'ı tek bırakmamak görevi  duruyordu. Bu kritik 5 günlük savaş döneminde Azerbaycan Rusya ile mevcut olan  ortaklık ilişkilerini kullanarak Gürcistan topraklarında Azerbaycan petrolünün ve gazının naklini gerçekleştiren stratejik önem arzeden kemerlerin, terminallerin güvenliğinin sağlanmasını başardı. Diğer taraftan Azerbaycan Gürcistan\'a mümkün olan  desteği  verdi. Çünkü Gürcistan\'ın bağımsızlığının ve egemenliğinin korunması Azerbaycan\'ın bölgedeki çıkarları için hayati önem taşıyordu.

Azerbaycan ve Türkiye-Ermenistan protokolları
Nihayet 2009 yılının Nisan ayında ülkemizin en yakın stratejik müttefiki, kardeş ülke Türkiye, Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan ile ilişkiler kurmak, sınırları açmak arifesinde olduğunda Azerbaycan\'ın dış politikası sıradakı ciddi sınavla yüzleşti. Azerbaycan\'ın en yakın müttefikinin bu adımı her iki ülkede kamuoyununun geniş itirazları ile takip ediliyordu. Bu sırada bölgede diplomatik temaslar yoğun karakter almıştı, Azerbaycan\'ın Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirmesi için Karabağ sorununun ayarlanması şartından geri çekilmesi için ona her yandan baskılar yapılıyordu.   Türkiye-Ermenistan protokollerinin metni anlaşılarak tamamlanmıştır ve 7 Nisan  2009 yılında İstanbul\'da ABD cumhurbaşkanının, devlet bakanının katılımıyla gerçekleştirilen Medeniyetler İttifakı forumu çerçevesinde onların paraflanması gerçekleşmeliydi. Bu foruma Azerbaycan Cumhurbaşkanı da davet edilmişti. Foruma katılmak ve protokollerin paraflanmasına tanıklık etmek için ABD Başkanı Barack Obama, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ayrıca Türkiye liderleri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev\'i telefonla arıyorlardı. Fakat Azerbaycan ulusal çıkarlarını tehdit karşısında koyan bu teşebbüse destek veremezdi ve Cumhurbaşkanı İstanbul\'a gitmekten vazgeçip Bakü\'de Güvenlik Konseyi oturumunu çağırmıştı. Aynı oturumda Cumhurbaşkanı aşağıdaki açıklama yaptı: Bizim ülkemiz hiçbir zaman başka ülkelerin iç işlerine karışmamış, karışmıyor ve gelecekte de bizim böyle niyetimiz yoktur. Aynı zamanda Azerbaycan başka ülkeler arasındaki ikili ilişkilere asla müdahale etmeyip ve etmeyecektir. Ancak bununla birlikte bölgede oluşan yada oluşabilecek duruma uygun şekilde kendi politikamızı yapmak bizim doğal hakkımızdır ve bu hakkı herhangi bir şekilde kullanacağız.
İşte bölgede çıkarları olan bütün devletlerle karşılıklı çıkarlar üzerine kurulan eşit ortaklık stratejisi Azerbaycan`ın bu kritik durumda kendi dış politikasında başarılı manevralar yaparak kendisinin milli menfaatlerine karşı olan teşebbüsün hayata geçirilmesine olanak sağlıyordu. Böylece, Türkiye-Ermenistan protokolleri imzalanmadı ve onun hayata geçirilmesi gerçeleşmedi, Türkiye Azerbaycan\'ın çıkarlarına karşı yönelen hiçbir adım almayacağına dair kesin tutumunu ortaya koydu. Bir kez daha Azerbaycan bölgenin önde gelen devleti olduğu ve katılımı, rızası olmadan hiçbir girişim gerçekleştirilemeyeceği ortaya çıkmıştır.

Azerbaycan ve BMT Güvenlik Konseyi
align=
Azerbaycan\'ın geçen yıl büyük oybirliği ile dünyanın en prestijli kurumu olan BM Güvenlik Konseyi`ne devamsız üye seçilmesi ise onun geçen 10 yıl içinde yürüttüğü dış politikasının ana başarılarından biridir. Bu sonucun elde edilmesinde Azerbaycan\'ın etkin dış politika yürütmesi, yabancı ülkelerdeki diplomatik temsilçiliklerinin sayısını defalarca arttırması, coğrafi açıdan uzakta yerleşmesine rağmen yeni yeni ülkelerle başarılı ikili ilişkilerin biçimlendirilmesi, nihayet BM Genel Kurulu çerçevesinde yoğun çalışma, etkili bir lobi ve çok sayıda yabancı seferler önemli etken oldu.  Sonuçta 25 Ekim 2011 yılında Azerbaycan tarihinde ilk kez BM Güvenlik Konseyi\'ne üye seçildi. Oylama süreci yeterince gergin olup, keskin rekabet ortamında geçti ve nihayet Azerbaycan\'ın rakibi Slovenya yeterince oy alamayacağını görüp adaylığını geri çekti. Bundan sonra yapılan oylamada Azerbaycan\'ın lehine 155 ülke oy verdi, 24 ülke çekimser kaldı. Dünyanın 155 ülkesinin Azerbaycan\'ı bu oylamada desteklemesi büyük diplomatik başarı gibi herkes tarafından tanındı. Bu oylama Azerbaycan\'ın sadece bölge için değil, dünya için önemli ülkelerden biri olduğunu ortaya koydu. Sonradan anlaşıldı ki, Ermenistan da öncelikle BM Güvenlik Konseyi\'ne seçilmek iddiasına düşmüş, ancak hiçbir şansı olmadığını görerek baştan kendi adaylığını geri çekti.
Böylelikle, geçen 10 yılda Azerbaycan\'ın dış politikasında elde edilmiş başarılar onun bölgede ve dünyada yerini sağlamlaştırmıştır. Azerbaycan ister bölgesel ve küresel güvenliğin sağlanmasında, ister enerji güvenliğini sağlamak açısından güvenli, istikrarlı bir ortak olarak kabul edilir. Azerbaycan\'ın dış politikasının başarılı olması ona ortam yaratıyor ki, birçok yabancı ülkelere büyük kapsamlı yatırımlarını yatırsın, böylelikle de söz sahibi olsun ve kendi nüfuzunu daha da güçlendirsin.

Dış diplomasinin gelişimi
align=
2000\'li yılların ortalarından başlayarak Azerbaycan diplomatik temsilçiliklerinin sayısını sürekli olarak artırmak stratejisini hayata geçirmeye  başladı. Devletin ekonomik kudretinin artması olanak yaratmış ki, Azerbaycan daha fazla ülkede  kendi büyükelçiliklerini yaratsın. Son yıllarda, özellikle 2004 yılından başlayarak geçtiğimiz dönem içinde Azerbaycan\'ın  dış ülkelerdeki büyükelçiliklerinin, diplomatik korpuslarının sayısı yaklaşık 3 defadan fazla arttı. Şu anda  Azerbaycan\'ın  yurtdışında 71 diplomatik  temsilciliği,  aynı zamanda uluslararası örgütler yanında 5 temsilciliği, 8 konsolosluğu,  2 ülkede  Büyükelçiliklerin temsilcilikleri ve 3 fahri konsolosluğu faaliyet gösteriyor.  Azerbaycan büyükelçiliklerinin yerleşme  coğrafyası da hayli genişledi ve Avustralya dışında dünyanın tüm kıtalarını kapsadı. Aynı şekilde Arjantin\'de, Paraguay,  Tayland\'da, Sri Lanka gibi uzak ülkelerde büyükelçilikler açıldı. Azerbaycan\'ın  yurtdışındaki diplomatik  temsilçiliklerinin  sayısının  daha da arttırılması planlanıyor.  Yurtdışındaki  diplomatik temsilçiliklerinin sayısının arttırılması  yanısıra onları profesyonel personelle temin etmek ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu zorunluluktan ileri gelerek,  2006 yılın Mart ayında Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı nezdinde diplomatik personel hazırlayan Azerbaycan Diplomatik Akademisi kuruldu.

Azerbaycanın saldırı diplomatisi
Dış politikanın daha dinamik biçim alması, bu politikayı hayata geçiren kurumlar arasında koordinasyonun güçlendirilmesi için Azerbaycan Cumhuriyeti\'nin diplomatik servis kurumu yöneticilerinin Bakü kongresi geleneği oluşturulmuş. Şimdiye kadar kongre olmuş. İlk olarak adıgeçen  istişare 27 Temmuz  2004  yılında yapıldı. Bu kongrede  konuşan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev  büyükelçilerin karşısında Azerbaycan\'ın Dağlık Karabağ sorununda haklı konumunun dünya kamuoyuna duyurulması için bilgi  alanında saldırı diplomasisi görevini bıraktı. Şüphesiz saldırı diplomasisi sayesinde uzun yıllar Azerbaycan\'a  karşı bilgi savaşı yürüten Ermeni lobisi son yıllarda savunma taktiği seçmeli olmuş. Şimdi Ermenistan yönetiminde de itiraf ediyorlar ki, Azerbaycan bilgi, propaganda diplomasisinde daha güçlü konumdadır. Azerbaycan\'ın  diplomatik  temsilçilikleri  ile yurtdışındaki diaspora örgütleri ile karşılıklı işbirliğinin güçlendirilmesi amaç edinmiş, bunun sonucunda  Azerbaycan gerçeklerinin dünya kamuoyu tarafından kabul edilmesi yönünde durum pozitife doğru hayli değişmiştir.



Oxunub: 70367